25 Mayıs 2014 Pazar

GELMEYEN PAZARTESİLER : Susam Sokağı ile Büyümüş Nesil



Nesil Üzerine I


•••••

Oysa ne de mutluyduk Susam Sokağı izlediğimiz yaşlarda. Okuldan çıkar eve koşar, annemizin hazırladığı ekmek arası peynir domatesi -ki şanslıysak ketçap bile olurdu içinde- yiyerek televizyonun karşısına kurulurduk. En büyük derdimiz olan ev ödevini yapmamız için biraz baskı gelirdi önce, lakin eğer annemizi kandırabilirsek; babamız eve gelene kadar televizyon izlemeyi bile başarabilirdik. Susam Sokağı bittikten sonra pembe diziler başlar, o zaman annemiz de yanımıza gelirdi. Çoğunlukla meyve olurdu elinde. Elmaları, ayvaları soyar bir dilim uzatırdı bize. Sonra babamız gelir, hep beraber yemek yenir, üstüne çay demlenir, çayın yanında ise kurabiye olurdu hep. O zamanları hatırladığımda, kafamda canlanan resimlerde hep güneşliydi hava, oysa şimdi karanlık ve kasvetli sürekli evler. Susam Sokağı yok artık, karanlık havalar, yalnız yaşanan evler, kocaman televizyonlar, kapalı perdeler, altyazılı diziler ve anne eli değmiş gibi (!) kurabiyemsiler var...

"Karanlık kasvetli bir hava,
Şaşırdım yolumu karanlıkta,
Bana söyler misiniz?
Nasıl gidilir Susam Sokağınaaaaa"

•••••

[ Blog'da bulunan "Gelmeyen Pazartesi" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte Mayıs ayında aynı isim ile basıldı. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder